Cağaloğlu / İSTANBUL
MTTB’nin Müslüman gençliğin oluşumunda yeri
Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) bundan tam 103 yıl önce aralık ayında kurulmuştu.
1900’lü yıllara İslam dininin anlayış ve yaşayışı ile giren Anadolu insanı, Cumhuriyet devrimi ile başlayan batılılaşma eğilimiyle birlikte sahîh İslam anlayışından giderek uzaklaşmış, tek parti döneminin din aleyhtarı politikalarıyla dininden koparılmaya çalışılmıştır. Bu yıllarda Müslüman gençliğin, çevrelerinde kümelendiği birkaç yazar ve bir iki dergi dışında kendilerini ifade edebildiği, dinamizmini ve söylemini dinî inançlarından alan herhangi bir oluşum veya yapılanmadan bahsetmek oldukça zordur.
1970’li yılların başından itibaren ise Millî Türk Talebe Birliği çatısı altında, üniversite ve orta öğrenim öğrencileri kendilerini “Müslüman gençlik” olarak ifade etmeye başlamışlardır. Bu tarih, bugün hâlâ üniversitelerde, İslamî yaşantıyı benimseyen ve bu uğurda mücadele eden Müslüman gençliğin şekillenişinin bir başlangıcı olarak kabul edilebilir.
MTTB KURULUYOR
Türkiye’nin en köklü talebe teşkilatı olan MTTB’nin tarihi, Osmanlı Devleti’ne kadar uzanır. Birinci Dünya Savaşının ortalarında, Müslüman-Türk milletini abluka altına alarak ortadan kaldırmak isteyen düşmanlara karşı Yüksek Tahsil Gençliği boş durmayıp, “Dar’ül-Fünûn” talebeleri bir araya gelerek 4 Aralık 1916 tarihinde “Türk Talebe Birliği”ni kuraralar.
MUKADDESATINA BAĞLI BİR GENÇLİK
Milli Türk Talebe Birliği, kuruluşundan kapatılışına kadar olan 64 yıllık tarihi boyunca önemli görevler üstlenir. Özellikle son 10 yılında bünyesinde kurulan sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerle gençliği, sağ-sol kavgasından uzak tutup, vatanına, milletine ve mukaddesatına bağlı bir şekilde yetiştirmeye gayret etmiş ve bu konuda başarılı da olmuştur. Şu anda ülkemiz idaresinde söz sahibi olan pek çok ismin o dönemde bir şekilde MTTB ile yolları kesişmiştir.
MTTB EL DEĞİŞTİRİYOR
İlk kurulduğu yıllarda Milli Türk Talebe Birliği’ne İslamî olmaktan ziyade ittihatçı bir zihniyet hâkimdir. Cumhuriyet idaresi ile beraber resmi ideoloji sahibi bir Talebe Birliği görürüz. MTTB’nin solun kalesi olduğu dönemler de olmuştur.
965’e kadar ülke yönetimindeki rejimin tezlerinin topluma yayılmasında önemli roller oynayan MTTB, Rasim Cinisli döneminden itibaren, üniversite öğrencileri arasındaki kutuplaşmada sağ kutupta yerini almıştır. 1971’e kadar MTTB’nin sağcı, milliyetçi kısmen de İslâmî bir çizgide olduğunu söylemek mümkündür.
1970 yılında bile Millî Türk Talebe Birliği’nin, daha sonraki yıllardaki çizgisinden ve söylemlerinden çok uzakta olduğu açıktır. Şu satırlar 1970 yılının 30 Ağustos tarihine aittir: “Millî Türk Talebe Birliği, 30 Ağustos Zafer Bayramı münasebetiyle yaptığı basın açıklamasında Atatürk’ü tarihin kaydettiği en kutsal insan olarak ilan eder ve Atatürk’ün bu vasfını dosta düşmana gösterdiğini ifade eder.” (Milli Gençliğin Sesi, Yıl: 1, Sayı: 10, Ağustos 1970, Başyazı)
GERÇEK KİMLİĞİNE KAVUŞUYOR
MTTB tarihi boyunca inişli-çıkışlı, açık-kapalı birçok dönemler geçirmiş, özellikle son 10 yılında, Müslüman gençliği hep doğruları söylemeye ve doğruları öğretip onun arkasından gitmeye teşvik etmiştir. 1971 senesi Milli Türk Talebe Birliği için kırılma noktası olmuş, Genel Başkan olan Ömer Öztürk ile beraber gençlik, meydanlarda deşarj olmak yerine, kütüphanelerde şarj olmaya başlar
Böylece Millî Türk Talebe Birliği’nde yepyeni bir dönem ve bütün Türkiye’ye damgasını vuracak bir gençlik hareketi başlamış olur.
MTTB’YE YENİ AMBLEM
MTTB’nin 50. dönemde kazandığı bu ivme ile faaliyetlerine devam etmiş, gençliği günlük politikadan ve sokak kavgalarından uzak tutma siyasetini sürdürmüş ve kendi tarihinde yaşanan değişimi ve dönüşümü sembolize etmek üzere, Rüştü Ecevit döneminde, amblemindeki “bozkurt” resmini, Kur’an’ı temsil eden “kitap” ile değiştirmiştir.
Millî Türk Talebe Birliği mensupları, kendilerinin; bazı kimseler
tarafından bir siyasi parti hesabına çalışan bir teşkilat olarak
değerlendirmelerini, diğer bir takım kimseler tarafından ise rejimin
görevlileri olarak görülmelerini kesin olarak reddetmiştir. MTTB vagon
olamaz, lokomotiftir anlayışıyla hareket etmiş, bu bağlamda MTTB ile
ortak hareket etmek isteyenlerin MTTB çizgisinde buluşmaları istenir.
12 EYLÜL’ÜN HEDEFİ: MTTB
Millî Türk Talebe Birliği’nin “Müslüman gençlik” hedefini tutturan faaliyetleri sayesinde az da olsa o şerbetten içen gençlik, Türkiye’deki tüm olumsuzluklara, düşmanlıklara, ihtilallere hatta beynelmilel odakların uzantısı olan derin yapılanmalara rağmen dimdik ayakta kalmış ve memlekete sahip çıkar. Bu durum ise vesayet odaklarını rahatsız etmiş, kontrollerinin sona ereceğini görmüşler ve pire için yorgan yakmaya hazır hâle gelir. Bu durumda MTTB’yi kapatabilmek için ancak bir ihtilal gereklidir.
Bu zaman zarfında ise Millî Türk Talebe Birliği’nin gençliği tamamen kontrol etmesine engel olmak için alternatifleri de vizyona sokulmalıdır. İşte 15 Temmuz akşamı darbe yapmaya yeltenen hain yapı bu aşamada devreye sokulmuş, Milli Türk Talebe Birliği bünyesinde toplanan Müslüman gençliği kendi saflarına çekebilmek ve alternatif bir Müslüman gençlik yetiştirmek amacıyla ortaya çıkarılmıştır. Ancak Ömer Öztürk daha işin başında bunun teşhisini yapmış ve en yakın arkadaşlarına da “salya sümük ağlayan vaiz” den gençliğin korunması gerektiğini 1974 senesinde tenbihlemiştir.
MTTB ülke geneline yayılmış örgütleri ve bu örgütlerin etkinliği o dönemin darbecilerini de korkutmuş hatta iddiaya göre 12 Eylül 1980 darbesi önemli hedeflerinden biri de Millî Türk Talebe Birliği’ni kapatmak olmuştur. İhtilali yapanların ifadelerine göre hedef, bir taraftan sürecin olgunlaşmasını beklemek, diğer taraftan ihtilalden sonra MTTB’nin kapatılmasıyla gençliği kontrol altına almaktır.
MTTB, 12 Eylül 1980’de idareye el koyan askerî yönetim tarafından faaliyetten men edilmiş, kapatılmıştır. Fâtih Gençlik Vakfı, MTTB’nin geçmiş misyonunu sürdüren bir yapı olarak devam ederken MTTB 2008 yılında yeniden kurulur. MTTB, zor şartlar altında bile, ihlasla çalışılırsa neler yapılabileceğini ispatlayan bir örgüt olarak yeni nesillere örnek teşkil etmiştir.
Ayrıntılı Bilgi: www.fgv.org.tr www.mttb.com.tr
Muhammed Özmen
Gerçek Hayat Dergisi’nin 16 Aralık 2019 tarihli sayısından alınmıştır.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZIN